Aralık biter ocak gelir, insanlarda bi telaş bi hareketlilik başlar tekrardan, yeni yıl geliyor çünkü. Yeni yılı hem severim hem sevmem. Yeni yıl bizim memleketimizde karın habercisidir. Büyük insanlar “Yılbaşı gecesi kar yağar buralarda.” derler. Zaman değişse de içimde tükenmeyen umudum buna ümit besler. Yeni yılda insanlar hayatlarını düzelteceklerine, yeni yılın onlara uğur getireceğine inanırlar, ben de inanırım. Aslında 1 ocağın 31 aralıktan farkı nedir?
Yeni yıla girmeden hemen önce bütün kötülükler unutulur, yaşanmış tüm hayal kırıklıkları kalp kırıklıkları 31 aralıkta bırakılır. Bi aile yemeği verilir. Yeni yıl gönlünüzce olsun dilekleri havada uçuşur. Ama çok kalabalıktır sokaklar, masalar. Ben kalabalık sevmem. Sanırım yalnızlığım kalabalıkta daha net yüzüme vurur. İliklerime kadar hissederim ikinci bi ben olan yalnızlığımı. Ama severim yalnızlığımı, yalnızlığı.Onu dinlemeyi severim. Hatalarımı gösterir bana, düşüşlerimi, kalkışlarımı. Kendimi dinleyebildiğim anlar daha çoktur kış aylarında. Yenilerim kendimi, her şeyin üstüne beyaz bi çarşaf çekerim Yaradan’ın dünyaya indirdiği gibi. Sözler veririm kendime, yenilenmeye ant içerim belki de her insan gibi bugünün aslında bir sonraki günün aynısı olacağını bile bile.