IoT: “Her Şeyin Ağı”

IoT, kelime anlamı olarak “Nesnelerin İnterneti” (Internet of Things) anlamına gelir. Ancak bu yazıda bu tanımı “Her Şeyin Ağı” olarak ele alacağım. Tanımlarla başlayalım…

IoT Nedir?

Nesnelerin İnterneti, her nesnenin internet ağına bağlı olması, diğer cihazlarla sürekli iletişim içinde bulunması, gerektiğinde uzaktan kontrol edilmesi veya durumunun izlenmesini sağlayan bir teknolojidir.

İnternetin bilgisayarlardan sonra telefonlara yayılmaya başladığı dönemlerde, IoT kavramı yeni yeni oluşuyordu. Bu kavram o zamanlar oldukça hayalperest bir yaklaşımdı. Günümüzde kullandığımız IoT cihazları, o dönemdekiler için hayallerinin bile ötesinde bir gelişmişlik seviyesine ulaştı. 1980’li yıllarda Carnegie Mellon Üniversitesi’ndeki bir grup öğrenci, literatürdeki ilk IoT cihazını geliştirdi. Coca-Cola otomatlarındaki içecekler bittiğinde haber veren bu basit cihaz, insanların dikkatini çekmişti.

Günümüzde ise bu teknoloji, sokaklardan evlerimize kadar her yerde kendine yer bulmaya başladı.

Terimsel İnceleme

IoT, internet üzerinden iki kişi arasında mesajlaşmadan çok da farklı bir kavram değildir. Ancak burada genellikle onlarca cihaz birbiriyle haberleşir. Bu “akıllı” cihazlar genellikle HUB adı verilen ve bilgi akışını sağlayan bir merkez üzerinden yönetilir. HUB, bir evin ya da sistemin beyni olarak düşünülebilir.

Cihazlar, kullandıkları bağlantı protokolüne bağlı olarak ya kendi aralarında ya da HUB aracılığıyla diğer cihazlarla bağlantı kurar.

Peki, Başlıkta Neden “Ağ” Kelimesini Kullandım?

İnternet ve Ağın Farkı Nedir?

Ağ (network), bilgisayarların birbiriyle haberleşmek ve bilgi akışı sağlamak için oluşturduğu iletişim yapısıdır. Ağlar; kablolu, kablosuz, Bluetooth, Wi-Fi veya Zigbee gibi farklı teknolojiler kullanabilir. İnternet ise dünya üzerindeki en büyük ağdır. Ancak somut bir şey değildir; internet depolanamaz ya da üretilemez.

İnternet, her cihazın birbirine rahatça erişebildiği bir ortam sunduğu için, büyük şirketler genellikle iki şubeleri arasındaki haberleşme için interneti değil, daha güvenli olan kendi ağlarını kullanırlar. Aynı güvenlik gerekçesiyle IoT teknolojisi de yavaş yavaş bu yönteme yönelmektedir. Ancak, IoT cihazlarını üreten dünyanın en büyük beş markası, bu konuda hâlâ ortak bir standart üzerinde konuşmamaktadır.

Bu nedenle yazımın başlığını “Her Şeyin Ağı” olarak seçtim. Çünkü artık iş, yalnızca nesneler ve internetle sınırlı değil. Nesnelerin yanında yapay zekâ da bu ağa dahil oluyor ve internet yerine doğrudan ağlar kullanılıyor.

Günümüzdeki IoT Cihazları

Günümüzdeki IoT sistemlerinde, cihazların kendi başına karar verme mekanizması bulunmamaktadır. Eğer sistemin başında bir HUB yoksa, sistem karar verme yetkisini kaybeder.

Bu sistemler biraz maliyetlidir. Örneğin, yatak odanızın kapısına bir buton yerleştirip, butona basıldığında yatak odasında bir zil çalmasını istiyorsanız, bu sistemi kurmak için üç ayrı parça almanız gerekir: bir adet HUB, bir adet buton, bir adet hoparlör.

Ayrıca, tüm bu sistemin aynı markadan olması gerekir. Farklı markalar arasında bağlantı protokolleri uyumsuz olabileceği için sistem çalışmayabilir.

Her ne kadar yapay zekâ çağında olsak da, bu sistemler hâlâ yapay zekâ ile entegre çalışamamaktadır. Bunun yerine manuel (kaba) karar verme algoritmaları kullanılır. Bu durum, daha fazla uğraş gerektiren ve daha büyük cihazlara ihtiyaç duyan sistemlere yol açar.

Günümüzdeki Zorluklar ve Gelecek

Günümüzde yukarıdaki sorunlara tam anlamıyla çözüm üretebilen bir üretici henüz ortaya çıkmamıştır. Ancak bu sistemlerin eksiklerini göz ardı edersek, IoT cihazlarının gayet akıcı ve hızlı çalıştığını söyleyebiliriz. Kullanıcıların ihtiyaçlarını büyük ölçüde karşılamaktadırlar.