Sessiz Çığlık

Konuşmak mı daha etkiliydi yoksa sessiz çığlık atarak kendini ifade etmek mi? Hayatta bazen en güzel sözler sessizliğin ardından mı gelirdi? Kafamda delice sorular! Kendimi en iyi ifade edişim sessizliğimdi. Ben yüreğimle konuşur mantığımla cevap verirdim. Duygularımı içimde mi yaşardım bilmem ama sanki çözümlemem gereken durumlar karşısında ki çözümüm buydu. Sessiz çığlığımdı sustuklarım. Konuşmak isteyip sustuklarımdı bu çığlık. Sevincim, öfkem hatta içimdeki küçük kızdı bu sessiz çığlığım. Evet ben içimde bir ben daha yaşıyormuşcasına yol almıştım. Kendimi ifade ediş şeklim bu muydu? Uzun bir hayat yolunda yürürken kendime anlatmak istediğim kelimelerin en çıplak şekliydi bu çığlıklar. Yürekten yüreğe konuşur gibiydi hayat bu yolculukta kocaman bir kalabalıkta sadece susarakta insanlari anlayabildiğimi fark ettim. Kelimeler değildi asıl anlatılmak istenen. Asıl anlatılmak istenen sessizliğin haritasıydı. Önemli olan bu sessizlikle beni duyan birilerinin olmasıydı çünkü insanları duyabiliyordum yüreğimle. Kelimelerin anlamsız olduğunu fark ettiğim an kocaman yüreklere dokunabildim. Küçük bir kız çocuğunun sessiz çığlığıyla elimdeki kalpli balonu masmavi gökyüzüne uçurdum.